“Eşrefoğlu Camii ön plana çıkarılarak pazarlanabilir”

  BEYŞEHİR- Beyşehir’de düzenlenen panele katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar, “Beyşehir, Eşrefoğlu Camii ön plana çıkarılarak pazarlanabilir.”dedi.       Beyşehir ilçesinde, Selçuk Üniversitesi Beyşehir Ali Akkanat Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu tarafından turizm haftası etkinlikleri kapsamında Anamas Konukevi’nde düzenlenen “turizm ölçeğinde kentsel markalaşma” konulu panele konuşmacı olarak katılan Yazar, Türkiye’nin turizmi deneme yanılma yolu ile öğrendiğini, nasıl olması gerektiğini zaman içinde, bir başkasına bakarak ‘biz de şu eksik, bunu tamamlamamız gerekir’ diye düşünerek bugünlere gelindiğine dikkat çekti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar, Türkiye’de yapılan festival ve şenliklerin yerel ölçekte kaldığını belirterek, kitleleri bu tür etkinliklerle ülkeye getirme konusunda yeterli başarının henüz sağlanamadığını da söyledi.      “FESTİVALLERİMİZ ULUSLAR ARASI ÇAPTA SES GETİRMİYOR” Türkiye’de yaşam tarzı konusunda bir eksikliğin sözkonusu olduğunu belirten Yazar, İstanbul’da yapılan bir iki festivalin dünya çapında ses getirmesine rağmen, ülke çapındaki diğerlerinin yerel ya da ulusal ölçekte kaldığını vurguladı. Yazar, “Uluslar arası düzeye çıkardığımız bir olay henüz yok, yani bütün dünyanın ‘aman ben de buraya katılayım’ diye can attığı bir festivalimiz, bir şenliğimiz veya bir başka etkinliğimiz yok’ diye konuşurken, şöyle devam etti: “Manisa’da bir mecir macunu şenliği yapılır. Ama hep bize özgüdür. Kırkpınar’da yağlı güreş şenlikleri yapılır, belirli düzeyde Avrupa’da sadece merak salan gazeteci gelir. Ama biz kitleleri buraya getirme konusunda henüz yeterli bir başarı elde etmiş değiliz.Antalya, Adana, İstanbul ve Ankara’da film festivalleri yapılıyor ama henüz uluslar arası düzeyde buraya kitleleri getirebilmiş değiliz. Yani bir Cannes Film Festivali gibi veya İspanya’daki Domates Festivali gibi bir olayı hünez Türkiye’de başaramadık”      “EŞREFOĞLU ÖN PLANA ÇIKARILARAK BEYŞEHİR PAZARLANABİLİR”      Gittiği yerlerde kendisine hep ‘bizim burada ne var, biz bunu nasıl ön plana çıkaracağız, hiçbir şeyimiz yok’ gibi sözler denildiğini belirten Yazar, Almanya’nın Hannover şehrinden örnek vererek, şunları kaydetti:  “Hiçbir özelliği yok, ama Almanlar burayı çok güzel bir sergi ve fuar şehri haline getirebilmiştir. Bir yerde bir acı, bir eksikliği görüp onu o şehre adapte yapabiliriz. Kısa bir süre içinde ben bunu gördüm. Beyşehir’e gelince, bu şehrin fazlası var, eksiği yok. Eflatunpınar’a ve Eşrefoğlu Camii’ne gittik. Bana göre, sadece Eşrefoğlu Camii ön plana çıkarılarak bu şehir pazarlanabilir. Sadece Eflatunpınarı çarpıcı bir şekilde anlatılarak, hikayeler, öyküler oluşturularak anlatılabilir. Bizim şu eksikliğimiz var; ‘aman efendim bunların hepsi hikaye. Bu, ne kadar gerçeğe uygundur. Turizmde bu o kadar önemli değil. Bir böyle duygusal tarafı olması gerekiyor. Bir hikaye, öykü olması gerekiyor. İnsanların hoşuna gidiyor bu ve bunu sunarken de, bunu kullandığınızda da çok etkili oluyor. Her şeyin bir hikayesi, her şehrin bir kuruluş hikayesi vardır. Buna benzer birçok husus ön plana çıkarılabilir, gündeme alınabilir.Beyşehir ölçeğinde eksik olan hiçbir şey yok, hakikaten inanmış insanlar var burada. Bu işi oturup, bilimsel ve profesyonel anlamda planlama yapmak gerekiyor. Bu şehri bir marka şehir, bir cazibe şehri haline getirebilmek için var olan unsurları yeterlidir. Bunu bir strateji anlamında oluşturup, marka yapmak için gayret göstermeliyiz.” “BEYŞEHİR BİRKAÇ TANE DEĞİL, BİRÇOK DEĞERE SAHİP” Panelin bir başka konuşmacı ismi olan Konya Kültür ve Turizm İl Müdürü Mustafa Çıpan ise, Beyşehir’de son yıllarda uluslar arası birtakım faaliyetlerin organize edilmeye başladığını belirterek, yörenin bir bütünüyle marka değeri haline getirebilmenin bazı zorlukları olduğuna dikkat çekti. Çıpan, “Bence bunun zorluğu şurada; Beyşehir birkaç tane değil, birçok değere sahip. Bunlardan hangisini daha çok öne çıkarmak ve diğerleriyle onu desteklemek gibi bir zorluğumuz var. Ama bunu hemen yapmak durumundayız. Eşdefoğlu Camii, Kubadabad Sarayları, Beyşehir Gölü, Eflatunpınar Anıtı ve Havuzu, Fasıllar abideleri, adalar, göldeki grup vakti, sonsuz şükran köyü ile bölgede sunulabilecek yayla turizmi vs.bütün bu alanda turizm noktasında parlatabileceğimiz, marka değerler haline getirebileceğimiz unsurlar var. Tabi Beyşehir’i çevresiyle birlikte de algılamak durumandıyız. Aksi halde doğru bir iş yapmış olmayız.”dedi. Çıpan, şöyle devam etti: “Beyşehir mekan olarak turistik değerlere sahip, marka değerler üretirken, şahsiyet olarak da şehrin hayatını tanzim etmeye yönelik, çok kıymetli iş adamlarını yetiştirmek, bir nevi kanaat önderlerine sahip olmak ve bunlarla birlikte hayatı kurgulamak durumundadır. Bunlar eğer doğru yapılabilirse, yerinde tesbitlerle değerlendirilebilirse Beyşehir’in ben önünün, ufkunun son derece açık olacağını düşünüyorum”